21 Kasım 2016 Pazartesi

İstanbul'u Sevmiyorum Gözlerim Kapalı

Gece gece aklıma düştü..Yazıya dökmenin tam zamanı diye düşündüm. Beni tanıyan herkes İstanbul'u ne kadar sevmediğimi bilir. İstanbul'a aşık insanları görünce de şaşırıyorum ne yalan söyleyeyim.İstanbul İstanbul olmayalı o kadar uzun zaman oldu ki..
Üç yıl boyunca gece çalıştığım zamanlar hafta içi günleri çok verimli kullanabiliyordum. Büyük nimetmiş. Hafta sonu dışarı adım atarken birkaç kez düşünmek zorunda kalıyorum. Kalabalığını,gürültüsünü sevmiyorum.Eşimle evlenmeden önce her hafta sonu dışarıda kahvaltı yapardık birlikte.Yeni mekanlar keşfederdik. Karaköy'de bir mekana gitmiştik. Yemek mi yemiştim dayak mı anlayamamıştım..Kalabalık hınca hınç..Girişte insanlar yer bekliyor.Lokmamı ağzıma atarken bekleyenlerle göz göze geliyorum. Kaliteli zaman geçirmek bu mu.. Bu düpedüz kısırlaştırılmış bir hayatın can alıcı döngüsü.. İşte özgürlük delisi tarafım böyle anlarda gün yüzüne çıkıyor. Özgür değiliz vesselam. Korkarım hiç de olamayacağız. Ama yine de ümit etmek istiyorum.

İki ay boyunca ev aradığımız dönemde İstanbul'un beton yığınına dönüştüğünü idrak ettim. Evin balkonundan,penceresinden gökyüzünü göremiyorduk.Sonra bir arkadaşım skymap adlı bir uygulama indirdiğini ve geceleri yıldızları izlediğini söylemişti. Bu kadar da dijitalleşmek zorunda mıyız..

İstanbul'un dilini iyi bilmek gerekiyor bir kere.. Üniversite yıllarımı Sultanahmet'te geçirdim.Bu açıdan çok şanslıydım. Okulum Vezneciler'deydi.. İstanbul'u gezdim bu yıllarda..Şimdilerde hafta sonu farklı birşey yapmak istesek,dışarı çıkmamız gerekse içimden bir yere gitmek gelmiyor. Bir yere gitmek için trafikte saatler harcıyorsun. Günün bir kısmı buhar olup uçuyor zaten.. Şimdilerde birçok insanın hayali küçük kasabalarda sade hayatlar yaşamak..Çünkü burada sarsıcı mahalle baskısı altında hayat yaşanmıyor.

Geçen yıl Doğan Cüceloğlu'nun bir seminerine katılmıştık. Öyle güzel bir olay anlatmıştı ki..Amerika'dan döndüğü ilk hafta..Yürüyüş için dışarı çıkmış, hava yağmurlu üzerinde siyah bir yağmurluk varmış ve Amerika'da edindiği alışkanlık ile yanından geçen kişiye selam vermiş,kadın da tersleyerek yanından uzaklaşmış.. Bütün salon gülerek eşlik ettik ama düşündürücü İstanbul gerçeklerinden sadece biriydi bu anlatılan..

En azından yaşlılığımı İstanbul'dan uzak bir yerde geçirmek istiyorum. Kim bilir gün doğmadan neler doğar.

1 yorum:

  1. Suan 35 dakikalik yolu 2 saatte gitmenin gururunu yasiyorum.! Sunu anliyorum ki istanbulda calistiginiz kurumun servisi buyuk nimet.. Umarim bir gun buralardan gidersin...

    YanıtlaSil